21 Nisan 2011 Perşembe

Şimdi saat sensizliğin ertesi.

Son bakışın miras bana.. Baktığımda kaybolduğum gözler şimdi yabancı bana. gözlerini kaçır benden, tekrar kaybolmak istemiyorum....
dibindeyim
en dibinizde,
kökledim yani
kafa olarak;
berbat haldeyim…

acayip faşistim mesela kafanızı kesmek istiyorum,
şu an biraz kapitalistim,paramla değiştirebileceğim şeylerde yok değil
hala yazabildiğime göre özgürlüğü, biraz sosyalistim
ve siz bunu okuduğunuzda teessüri bir heyecana kapılacağım için birazcık popülist
aslında bu kadar karmaşaya neden olduğum için
beyninizde bir anarşist profiliyim,
bakmayın siz bana biraz alkoliğim
sizleri hizaya sokmak istediğim için militaristlikle suçlayabilirsiniz
ama sizi düşünüyorum öyleyse hümanistim
aslında ben cesaretini bir kadehe borçlu bir serserinin tekiyim.

tatmin oldunuz sanırım beni tanıyınca hadi şimdi gidin…
siktir olun gidin…!

İnsan olmak

Ne de güzel bok bir sabah. Bunlar ne hoş yalnızlıklar öyle. Nasıl da yakışıklı şu piç kurusu yalanlar. Ah insan olmak; ihanet kadar saygın bir bok olamamak toplum dedikleri kanalizasyon çukurunda.

Rüzgar

Esin rüzgarlar, esin! Yanaklarınız çatlayıncaya kadar üfürün! Kudurun! Esin! Seller, boşanın! Kuleleri, tepelerindeki fırıldaklara kadar sulara gömün! Düşünce hızıyla bir an içinde çakıp sönen kükürtlü ateşler, meşeleri yaran yıldırımın öncüleri, alazlayın şu ak saçlı başımı! Siz de ey gökler, kainatı saran o korkunç gürlemelerinizle yamyassı edin şu yuvarlak dünyayı! Tabiatın insan döken kalıplarını paramparça edin; nankör insan üreten tohumları silip süpürün!

Sözler Şerefsiz oldu

Biri kollarımda uyuyup gitmem diyordu gitti.
Biri can verıpte ölsem bitmez diyordu bitti.
Sözler Şerefsiz Oldu.

Cigara

cigara içermisin öğretmenim
sıra sıra sınıflarda
ki sınıflanmış insanların birçoğu-
ilk öğrenimden bu yana
iki çeker bir üflermisin
bilirmisin?
üflemeden kafan olmaz
sınıf atlayamazsın mesela
ulaşmazsın fezaya
bilmezsin ne halt yediğimi
zor günlerimi
pavlovun iti gibi
koşullanmaya imrendiğimi

Ben.

1990'da doğdum. Doğduyum şehirden ayrılamadım.kimi insanlar otların kimi insan balıkların çeşidini bilir, ben ayrılıkların. sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım. konuşmadım arkasından dostlarımın. İçtim ama akşamcı olmadım. insanca yaşadım diyebilirim ve daha ne kadar yaşarım başımdan neler geçer daha kim bilir. Kısaca, Doğdum, büyüdüm ve ölücem.

Düşünmek

SeniSeni düşünmek güzel şey ümitli şey

dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum...

Ayrılış .

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...

Yaş + genç

Öyle bir toplumuzki: Yaşlılarlar herşeye inanırlar. Orta yaşlılar herşeyden kuşkulanırlar. Gençler de herşeyi bilirler.

Koy'un ve Öküz

Uykun gelsin diye hayaline giren koyun'ları, Uykun kaçsın diye hayatına giren öküz'leri sayarsın. Bu kadar Öküz'ün Bol olduğu bir kentte kendimi tanıyamıyorum. Gerçekci olursak aslında, herkezde bir öküzlük mevcut.

İlişmeyin

Beni bir gün bu şarkıyla anarsın İçinden kopar bir tel ağlarsın Gecikmiş bir vefa kalıntısıyla Polis kaydından sildirip adımı Pencerenin buğusuna yazarsın Darmadağın bir evden sabah ezanıyla çıktım Denizler üstüme gelmeyin Kuşlar ne olur didişmeyin Şarkımı esmer bir hasrete sundum Bu yalnızlık benim ilişmeyin..
s*ken sevilirmiş, tam tersi bence seven s*kilir.

Bir gün anlarsın..

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların. Sevilen gözlerin erişilmezliğini. O hiç beklenmeyen saat geldi mi? Düşer saçların önüne, ama bembeyaz. Uzanır, gökyüzüne ellerin. Ama çaresiz, Ama yorgun, Ama bitkin. Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın. Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi. Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın. O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden. Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

Olmadı.

Ne kadar hesap edersen et bu hikaye bir "mutlu son" etmedi
kullandığımız kelimeler belirledi bakiyeyi
ya bir kaç kuruş fazla ederdi ya üstü kalsın derdi
ederdi-etmezdi değil ama yetmedi
kurak gelir insana ya
ucuza giden yeni yetme aşklar ve yaşlar
gün geçtikçe insan yeniye değil eskiye hasret duyar
yeniyi sevmek esaretidir hayal etmenin
ve umuttur prangası...
vaadedilenler ve hayal edilenler hep daha iyisidir
ve gelen gidenil veczi değil, kalan gideni hep özlemiştir...
geçmiş iyidir...
en güzel yemekler eğlenceler sevişmeler anneler babalar bile değişmiştir...
geçmiş iyidir dedim ya
ulan saklambacı sadece ben oynamak istemiyorum ki
saymamı bekliyorsunuz o kadar
ama ben...
görüyorum hepinizi
bu çıplaklığı nerde görsem bilirim kendimden
bu elbiseler bu ihtişam
siz aslında burdan bakınca çok seksisiniz
inanın bana ölçüsüzlüğümün duvarına yaslayınca ruhumu,
geriye saymadan jartiyerlerinizin içindeki tüm selülitleri görebiliyorum
ben arada bağlanıyorum yani bir bakıma bağımlıyım farkettiyseniz
eğiliyorum mahreme oyunun zevki çıksın diye
birinin orgazm çığlığı sebebine
"seviyorum" diyorum yetiyor kimine
sonra bitiyor özlüyorum
herkesi,seni onu,bunu,
hepinizi seviyorum sıradanlaşıyorum insan gibi oluyorum
ama ben şirk koşanım böyle bilin;
üst varoluş benim ruhum ve sırra kadem basıyorum
siz aydınlığa alışın diye
gidiyorum yokum artık,
ağzımı yüzümü kuma gömüp ışığınızdan kaçıyorum,
köstebeklere küfredip kan tükürüyorum...
oyun oynuyoruz ulan;
Sayıyorum ana-avrat
saklanın
10...9...8...